Yeni Dünya Canlısı

Yeni Dünya Canlıları ölüp ölüp dirilirler,,, onlar her nefesteHer yeni anın, içindeki mucizevi yaratıcı gücünü hissederler. Yeniden yeniden yeniden yaratırlar. Yarattıkları sadece aşk içindir. Ve hal böyle olunca çok da fazla değişiklik yapmaya ihtiyaçları yoktur. Yeni dünya canlıları çoğunlukla hallerinden memnundurlar ve fakat sürekli kendi içlerine baktıkları için, ne zaman daha çok ışık alanı yaratabileceklerini anlarlar, yani ne zaman içlerinde yeni yeni karanlık bölgelere rastlarlar, o zaman yeniden bir nefes verir ve alırlar, yani yeniden ölür ve aşk niyetiyle dirilirler. Böylece her dirildiklerinde varlıklarında daha çok ışığı barındırıyor olurlar. Daha çok <Aşk>ı.

Yeni Dünya Canlıları Aşk’ın sonu olmadığını bildikleri halde olabildikleri ((aşk)) kadarıyla memnundurlar. Çünkü oldukları hal -sonsuz Aşk’ın kendisi olmasa da- olabilecekleri en güzel haldir. Çünkü temiz niyetleri ile Ellerinden Geleni yapmış ve kapları ölçüsünde ışıkla dolmuşlardır. Bu yeterli, Bu tam… Her biri bir kabı olduğunu bilir ve kabının yettiğince dolduklarında tarifi güç bir mutlulukla tam olurlar ve bilirler Aşk Onlara daha çok gelmek istediği zaman gelecektir. Onların tek yapabileceği buna layık ve hazır olmaktır…

universe

Anda olmak Cennettir. Yeni Dünya Canlıları bunu ara ara hissetmişlerdir. An’da olmayı öğrenmeye çalışırlar. Zihinlerinin içinde olmak, onlar için bugünü, şu anı yaşamamaktır, yani bedenli birer ölü olmaktır.

Yeni Dünya Canlıları Sevginin ne olduğunu bilirler, sevgisizliği görebilirler ve gerçekten sevebilmenin heyecanıyla yanar tutuşurlar.. ‘Karşılıksız Sevgi’ yi hissediyor olmak, ‘Sevginin kendisi Olmak’ onlar için bir dağcının Himalaya’da Everest’e tırmanması, bir futbol takımının Dünya Şampiyonu olması gibi heyecan verici bir amaçtır.

Sevgi Olmak için
Ne yapılması gerektiğini bilirler ama yapmak zordur. Yapmak için sınırlarını zorlamaları gerektiğini bilirler.. Zorlarlar, aşarlar, genişler ve büyürler…
Yeni Dünya Canlıları yumuşaktır. Bakışları, gülüşleri…

Yeni Dünya Canlıları gençliklerinde oldukça kırılgandır yetişkinlikte kırılgan olmamayı öğrenirler…

Yeni Dünya Canlıları her zaman Özgürdür. Her zaman ve her koşulda. Para bile onları istemedikleri bir şeyi yapmaya zorlayamaz. Parasızlıktan korkmazlar. Nefes aldıkları sürece aç kalmayacaklarını bilirler. Ölmeleri gerekliyse ölürler. Aşk Nasıl derse o. Amaç aşkla dolmaktır. Amaç içerideki aşkı bulmaktır ve Dünyalık hiç bir koşulun bu amacı engelleyebilecek bir etkisi yoktur. Aşk hep oradadır ve Canlı hep orada ve ikisi arasına dünyada girebilecek hiç bir şey yoktur. Olaylar Olur ve geçer… Amaç siyahtan beyaza varmaksa tüm renklerin tek tek farkına varılacaksa kimisinin rengi gridir kimisinin lacivert kimisinin bordo ve trilyon tane renk tonu olduğu gibi trilyon tane yaşam tecrübesi vardır… Yeni dünya Canlısı içinse hepsi tektir, hepsi yalnızca Renk’tir. ve Siyah ile Beyaz arasında… Dolayısıyla Dünyalık hiç bir koşulun, yani rengin ne olduğunun, hangi yoldan bu ikisinin arasındaki yolculuğu yaptığının bir önemi yoktur. Bu yüzden Özgürdürler… Renk renktir, Yol yol… “İki kapılı bir han” mı demişti bir zamanlar bir Aşık… Ne güzel söylemiş…

Yeni Dünya Canlıları Aşıktır…

 

Bulunduğum zamanı anlamak üzerine…

mersin sahilTam bir arınmaya başlama ve öze dönme hikayesi. Gerçek bir hikaye…. çünkü kendi hikayem 🙂  Öncelikle, içinde bulunduğumuz zaman üzerine değinmiş ve bende bazı taşların yerine oturmasını sağlamış olan yazının (linki aşağıdadır) sahibine tekrar teşekkürler.

Evet, Tam olarak Kalbimin o Hakikat sesini duymaya başladığımdan beri hayatımda bir çok köklü değişimler gerçekleştirdim. 6 yıllık ilişkim birden bire bir düğümün kendiliğinden çözülmesi gibi çözüldü ve ipler ayrıldı. Ve Ben böyleceAŞK‘ın bizzat kendim olduğunu hissettim. Kendime döndüm içime baktım, inançlarıma, yaşadıklarıma, kendi kendime yaptıklarıma, hastalıklarıma, hislerime baktım tek tek… En çok kalbime kulak verdim. Neticede Hakikaten birini sevmenin ne olduğunu öğrendim, ilk önce ne olmadığını deneyimleyerek elbette… İnandığım düşündüğüm hissettiğim bir çok seyin Zannetmek (öyle sanmak) olduğunu farkettim. Ben zannettiklerimden temizlendikçe hakikatler kendiliğinden yerleşiyor gibiydi bilincime. Yani bir illüzyondan uyanıp gerçeği görmeye başlamak gibi…

İçime yolculuğum devam etti ve oradaki ses bana bu kez (ne cürretle bilinmez) Sen Dünyayı Kurtaracaksın diyordu. ( Arındıkça daha iyiye.. ) Ben Dünyayı Kurtarıcam diye tekrar ettim ben de. O anlarda kalbim çok yoğun bir sevgiyle doluyor ve ben bu duygunun şiddetiyle ağlıyordum. Yani anlayacağınız durup dururken, tam meditasyonla sakinleştik derken, Mutluluk Gözyaşları döküyordum. Sanki o an zaten kurtarmıştım dünyayı ve şükrediyordum 🙂 Allah’ım Teşekkür ederim diyip duruyordum. Sonra bu duyguya hizmet etmek için ne yapabilirim diye düşündüm elbette. neyi aşkla yaparım ben diye sordum. Çünkü aklım karıştığında “Şimdi Sevgi Ne Yapardı?” diye sormayı öğrenmiştim. Cevaplar hızla geliyordu yakalamak ve tutmak gerekiyordu. İlk önce mevcut durumuma baktım elbette. Yaptığım iş beni ve varoluş amacımı yansıtıyor muydu? Yaptığım İş, Bu Dünyaya Verebileceğim En İyi Şey Miydi? Yaptığım işten haz alıyor muydum? Absolutely Not !Kesinlikle Hayır ! Öyleyse 1 sn daha orada durmamın hiç bir mantıklı açıklaması olamazdı (ne maaşı, ne sigortası, ne sabitliği, ne statüsü)… Tüm samimiyetimle hissediyordum, Ne gözümde, ne de gönlümde bunların hiç birinin bir değeri kalmamıştı. Bana ait değildi yaptığım işe ait şeylerin hiç biri ve eğer Ben, Evrene, Kendime Özgü (benim aslıma ait) bireysel katkımı sağlamaya niyet ettiysem -ki öyle görünüyordu- o zaman, Sonsuzluğa yansıtmak istediğim resmime uymayan şeyleri yaşamımdan çıkartmalıydım. Ve de Öyle Yaptım ! 🙂 Mevcut işimden istifa ederek ayrıldım. Siz adım atmadan, ayağınızın altında yer belirmez. Hadi bir cesaret. Yürümek istediğiniz yola çıkın ! Yolun olmadığını düşünüyorsanız bile ! Çünkü siz çok garanticisiniz, cesaretiniz yok ve Eğer adım atmaktan korkuyorsanız ne Allah’a (İlahi Düzenin Akışına, Evrene), ne de Kendinize inancınız ve güveniniz yok demektir. Siz adım atmadan önce yani daha evrene o soruyu sormadan, cevap bekliyorsunuz ama yaşamınız boyunca, sormadığınız hiç bir soruya yanıt almayacaksınız! Bu, benim Hayatımda aldığım 2. en muhteşem karardı 🙂

(Arınmışlığın Böylesi…) Şimdi 4 haftadır Evdeyim evet… ve bu sürede Zihnimin beni hiç rahat bırakmadığı doğrudur. Bu yazıda okuduğuma göre rahat bırakmayan ego imiş. Alışık değilmiş durmaya. Ben de 2 gün önce bir arkadaşıma şöyle söylemiştim. “İşten çıkmış olmaktan mutluyum. Kafama hiç bir şey takmıyorum. Ve tam da bu halim, beni huzursuz ediyor. Huzursuz olduğum için kendi kendime sorumluluklar yaratıyorum, o sorumlulukları da sırf bişiy yapıyor olmak için, bu huzursuzluğu gidermek için, yarattığımdan,yani içimden geldiği için değil de, kı*ımdan uydurduğum için, gerçekleştirmek istemiyordum ve tabi ki hiç birini gerçekleştiremiyorum. Sonuçta da yine hem kendime Sorumluluk yaratıp, hem de onu da Gerçekleştiremeyince, yine kendi kendime kızıyorum. Böyle saçma bir ruh halindeyim” demiştim. Saçma olmadığını bu güzel yazıyı okuyunca öğrendim. Taşlar havada birbirlerine çarpar vaziyette dururken şimdi hepsi yerli yerine oturdu. Doğal bir süreçteyim. Ve dikkat etmem gereken tek şey Negatif düşünce spiraline girmemekmiş ki ara ara sürekli giriyordum. Ve Dilek sakin ol diyip kendimi çıkartıyordum. Veya hemen hoop bir meditasyonla yine kendime geliyordum. Aslında bu yazıyla da 10 dk. nefes ve 20 dk. dengelemeden kalktıktan sonra karşılaştım. Niyetime uygun deneyimler yasasına BAYILIYORUM ! 🙂

Bunlar aşağıda linkini belirttiğim yazıyı okuyunca aklıma gelenler. İçinde bulunduğum zamanı ve neden böyle hissettiğimi anlamama yardımcı oldu. Sizlere de farklı konulardan dokunup, hayatınızda kafanızı karıştıran, anlamlandıramadığınız şeyleri daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir diye düşündüm.

neşe zamanıBenim için Zaman, Tanrısal Boyutumla ilişkimi sıkı tutuma zamanı.. ( Zevkle ! ) Öğrendiklerimi teker teker deneyimleme zamanı 🙂
Huzurlu bir zihinden büyük fikirler doğarmış. Şimdi durmak ve bu arınmışlığın keyfini çıkartmak zamanı ! Fikirler ve Deneyimler Konusunda Tatilyada geziyor gibiyim 🙂 , Etrafımdaki Her şey beni çocuk gibi Heycanlandırıyor. Çünkü artık Bilmekten veya İnanmaktan çok ötedeyim… artık Yaşıyorum !

İlham Kaynağı Link:(http://moralev.com/2015/04/07/bulundugumuz-zaman-uzerine-dusunceler-3-peki-degisim-nasil-bedenlenecek/)